Kemik tümörleri


Günümüzde kanser vakaları artmaktadır. Bir çok kişi vücudunun bir yerinde ağrısı olduğunda aklına hemen kanser mi oldum sorusunu getirmektedir. Akciğer, meme, prostat, böbrek, troid tümörleri yaygın tümörlerdir. Bunlara kıyasla kemik tümörleriyle daha nadir karşılaşılmaktadır. Kemik tümörlerini iki grupta anlatabiliriz. Birincisi iyi huylu olan kemik tümörleri, ikincisi ise kötü huylu olan kemik tümörleridir.

İyi huylu kemik tümörleri genellikle hastalarda başka şikayetler nedeniyle çekilen radyolojik görüntülemelerde tesadüfen saptanır. Bazen bu tömürler kemiği zayıflattığı için kırık gelişmesi sonucunda da tespit edilebilir. İyi huylu tümörleri de 2 grup altında inceleyebiliriz. Birinci grup kemiğin içinde kendisini sınırlayan tümörlerdir. Bu kitlelerin bir çok türü vardır. Bu kitleler eğer ağrıya neden oluyorsa, kemiği zayıflatmış veya kırık gelişmiş ise cerrahi olarak tedavi edilir. Bir çok hasta sadece takibe alınır. İkinci gruptaki kitleler ise etkilediği kemik bölgesinde yıkım yapmakta ve sürekli genişlemektedir. Bu tür kitleler her zaman tedavi edilmelidir. Bu kitleler vücudun başka bölgesine sıçrama yapmaz, fakat olduğu bölgede tedavi edilseler de tekrarlama ihtimali mevcuttur. İyi huylu kemik tümörlerinin kötü huylu tümörlere dönüşme ihtimali çok düşüktür.

Kötü huylu tümörlerle ise toplumda fazla karşılaşılmamaktadır. Genellikle geç bulgu verdiğinden tanı konması gecikebilmektedir. Doktorlar tarafından kabul edilen görüşe göre ortopedi ve travmatoloji hastalarında gelişen kemik tümörlerinin, tümör ile ilgilenen merkezlerde tedavi edilmesi daha uygun olacaktır. Bir çok ortopedi ve travmatoloji doktoru kemikte gördüğü bir lezyon için hastalarını bu merkezlere yönlendirirler. Kitleden önce biyopsi yapılır ve kesin tanısı konur. Bununla birlikte kitlenin vücudun başka bir yerine sıçrayıp sıçramadığını anlamak için bilgisayarlı tomografi ve MRI incelemeleri yapılır. Eski dönemlerde böyle hastalar, hayatlarının kurtarılması için bacak veya kolun kesilmesiyle (ampute edilmesiyle) tedavi edilmeye çalışılırdı. Günümüzde kemoterapi ilaçlarının gelişmesi, ameliyat tekniklerinin ilerlemesi ve uygun protezlerin gelişmesi sonucu, uzvu kurtarma yönünde girişimler yapılmaktadır. İzlenecek yol tümörün türüne göre değişse de, kabul edilen tedavi şekli genelde önce kemoterapi ile kitlenin küçültülmesi, sonra kitlnini ameliyat ile alınması, uygun protez, plak ve kemik greftleri ile uzvun kurtarılmaya çalışlmasıdır. Sonrasında tekrar kemoterapi veya radioterapi yapılır.  Bu hastalarda başarının en önemli anahtarı erken tanı konmasıdır.

Bir başka tümör şekli ise daha çok yaşlılarda görülen başka bir organdaki kitlenin kemiğe metastaz (sıçrama) yapmasıdır. Bu hastaların tedavisi genellikle onkoloji kliniğinde düzenlenir. Ortopedi ve travmatoloji uzmanı bu hastalarda tümörün neden olabileceği kırıkları önlemek veya gelişmiş kırıkların tedavisi yönünde girişim planlamaktadır.

Kemik tümörlerin büyük çoğunluğu iyi huylu tömürlerdir ve bunların büyük bir kısmı sadece takip edilir. Kötü huylu kitlelerin tedavisinde birinci amaç hastanın hayatını kurtarmaktır. İkinci amaç ise etkilenen kol veya bacağı hastanın kullanabileceği şekilde tedavi etmektir.  Bu hastaların kemik tümörleri ile ilgilenen ortopedi ve travmatoloji uzmanları tarafından tedavi edilmesi hastalar için hayati önem taşımaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuğumuz kolunu veya bacağını kırdığında ne yapmalıyız

Diz kireçlenmesi (gonartroz)

Bel ağrısı